Ruh Adam, Türk edebiyatinda pek alisilmamis cesitte bir romandir. Müellifin tarih romanlarini okumus olanlar, tarih bir roman gibi baslayan bu eserin öyle olmadigini görecek, sayfalar ilerledikce kendilerini asiri bir sembolizmin icinde bulacaklardir. Bir tarih cesnisinin de yer aldigi roman, yasamanin gayesini yalnizca askerlikte bulan bir subayin hayatidir. Tabiatüstü olaylarla anlatilan bir hayat hikayesinin, dikkatle bakildigi zaman, gerceklerin sembollerle cercevelenmis ifadesinden baska bir sey olmadigi görülecektir.
Ruh Adam, kendi nefsi ile mücadele eden bir insanin macerasidir. Edeb-ruh tahlilini yapanlar, eserin hakikaten bir roman mi, yoksa yasanmis bir hayat mi oldugunu kestirmekte hayli tereddüde düseceklerdir.
