Bu öyküler hallerimiz ve hatiranin kimyasi üzerinedir.
Yasarken, ne yasadigimizi fark etmiyoruz. Bunu nasil yapabiliriz ki, hem düne hem yarina ait olma istegi hepimizde var, her iki yükü birden tasiyoruz. Bir yandan hatiraya dönüsecek bir hayatimiz olsun isterken, diger yandan da yarinimizi projelendiriyoruz. Bunlar icin harcadigimiz zaman ise bugün
Bahceler Sokaklardaki öyküler bu endise duymamiz gereken hali cok belirgin bir sekilde yansitiyor. Bunu yaparken de kare kare fotograf cekiyor. Bu fotograflarin derinligindeki bireyin ic yasantisina ait duyuslar, yazarin üslubundan, titizlikle kullandigimiz temiz bir Türkceden birden yüzeye cikiveriyorlar. Yazar, öykülerinden birinde Her hayat hatiraya dönüsecek kimyayi bulamaz, derken, bu kimyayi öykülerinin yaratabilecegini söylemek ister gibidir. Ya da bir hal bundan iyi ifade edilemez.