Toplumsal evrimi olusturan olaylar, öncekiler tarafindan belirlenen sonrakileri belirleyen sürecler halinde; zamana ve kosullara bagli olarak ortaya cikar, gelisir ve gelisimini tamamlayarak bir baska döneme gecer. Gecmiste sonuc olan, yeni dönemde neden haline gelir ve bir baska yeni dönemin hazirlayicisi olur. Sürekli degisimi iceren bu sonsuz sürec tarihtir. Bu nedenle tarih; olaylarin yalnizca yer ve zaman gösterilerek yazilmasi degil, bütünlügü olan ve uzun dönemlere yayilan gelismelerin birbiriyle iliskilendirilerek yorumlanmasidir. Önemli olan, eskide kalan olaylari yalnizca ögrenmek degil, olaylardan bu güne yönelik yararlanilabilir sonuc cikarmaktir. Unutulmamalidir ki gecmisi unutanlar onu yinelemeye mahkumdur. Bu anlamda, tarihcinin görevi gecmisi sevmek ya da gecmisten kurtulmak degil, bugünü kavramanin anahtari olarak onu ögrenip gelecege aktarmaktir.