Babil Krali Nabukadnezar, saltanatinin ikinci yilinda bir düs görür ancak ertesi sabah uyandiginda rüyasinda ne gördügünü hatirlamaz. Bunun üzerine ülkesinde ne kadar kahin varsa hepsini huzurunda toplar ve gördügü rüyayi yorumlamalarini ister. Ne var ki, kahinlerden hicbiri bu rüyayi yorumlayamazlar cünkü rüyanin aslini bilmemektedirler. Ayni rüya, o vakitler Babilde sürgünde olan Danyala da gösterilir. Danyal kendisine gösterilen bu rüyayi krala bildirip yorumlayinca, hem kralin gözünde itibar kazanir hem de ülkedeki en saygin bilgelerden biri haline gelir.
Insanlik tarihinin en büyük zihinlerinden biri olan Ingiliz bilim adami Isaac Newton, Kutsal Kitabin Yorumu adli bu kitapta Danyalin kehanetlerine isik tutarak bizleri Avrupa, Orta Dogu ve Anadolu tarihinde keyifli bir gezintiye cikariyor. Okuyucular bu büyük dehanin Deccal, Eski ve Yeni Ahitte zikredilen yaratiklar, Babil isimli kadin gibi dinsel figürlere iliskin fikirlerini ögrenirken, daha önce bilimsel calismalariyla tanidigi Newtonun ilahiyatci kisiligiyle de tanismis oluyor.
Newton gibi rasyonel düsünceyi benimseyen, pozitivizmin kuruculari arasinda yer alan ve materyalizmin öncülerinden olan bir bilim insaninin, böyle mistik bir metinle ilgilenmis olmasi oldukca manidar. Ama bu eser, bilim-din iliskileri acisindan oldukca önem tasimaktadir.
