Bize düsen, düstügümüz yerde beklemek oldu hep.
Bekleyecektik ve beklenenler asla gelmeyecekti. Gelecek dedikleri sey, olmayanlar, gelmeyenler ve kaybedilenler üzerine insa edilecekti. Soguk, karanlik, yalniz ve tedirgin koridorlarin catlak duvarlarina asilmis birer gölgeydik bu hayatta.
Bir fotograf kadrajinin disinda birakilmis sevimsiz bir detay, devam zorunlulugu olmayan sikici bir derstik.
Ögrenemediler.
Onlar bizden vazgectiler.
Vazgectiler ve kazandilar.
Biz kaybettik. Yine de vazgecmedik.
Her seferinde daha güzel kaybettik.
En güzel biz kaybettik.
Es ist immer unsere Aufgabe zu warten, wo wir gefallen sind.
Wir würden warten, das erwartete wird nicht zurückkommen. Was uns bevorstand ...
In den kalten, dunklen, einsamen und ängstlichen Welt hängen wir an rissigen Wänden als Schatten unserer Selbst.