Dinle sözümü sana direm özge edadir
Dervis olana lazim olan ask-i Hüdadir
Dervis; istidadi, sevk u zevki ve en önemlisi izni varsa nefs mertebelerinde seyreder, terbiye ve tezkiyesini kazanir; ilah tecelllere mazhar olur. Mahlkatin en sereflisi oldugunun idrakine bireysel tecrübeleriyle varir, daha dogrusu bu yolda cehdeder. Ardindan ezkara, evrada, semaya durur. Hamliktan pisme, pismekten de yanma yoluna gecer, halk icinde Hakk ile görüsme olarak tabir edilen halvet der encümeni deneyimler ve anlar ki vakit, bu lütuflarin safasini sürme vaktidir.
Dervisin Safa Defteri, ömrünü tasavvuf yolunun fakri olmaya adayan Mim Kemal Ökenin Mevlana Celaleddin Rm Hazretlerinin eserlerini bütüncül bir bakisla, eserlerde üzerinde durulan süreclere, kavramlara ve yaklasimlara odaklanarak inceledigi Yedi Meclisten olusmakla birlikte Hz. Mevlanadan bir ilmihal teskil ediyor. Bu baglamda, Islamin bes sartini, iman esaslari ile ser acidan incelerken eserin öz suyunu sf gözüyle seriat olarak ortaya koyuyor.
Tasavvuf bir hal ilmidir ve esref-i mahlkat olan insanin Allah tarafindan anbean cekip cevrilen kalbine dair bu ilim, yüzyillar önce Hz. Mevlanaya bahsedilmistir. Mim Kemal Öke, iste bu kalbin merkezi olan Islamin bes ana sütununu Hz. Mevlananin eserlerinden damittigi zarif ve nüktedan bir üslupla aktariyor.
Öyleyse bu kitabin -insan kitabinin- gönül sayfalari, yukaridaki niyaz ilahsinin izleyen beyitlerinde terennüm edilen sema-safa irtibatinin günümüzün rasyonalite ve absürtlük karsitligiyla kurgulanmis dünyasinda, seriat ve hakikat hasreti cekip marifete vasil olmayi dileyen nice kalbe ilham olmasi niyetiyle aciliyor.
sikin nesi var ise Masuka fedadir
Sema safa, cana sifa ruha gidadir