Icimizden birinin kullugun özüne dogru ciktigi yolculuk,namazin hakikatina dair pek cok sorunun cevaplarini buldugu,bir fikir sölenine dönüstü... Son günlerde, Yilmaza bir seyler olmaktadir. Annesinin yakin zamanda vefat etmis olmasindan midir; yoksa, bu vefatin ikaziyla kendi hayatina bakan Yilmazin, artik genclik günlerinin tükenmeye yüz tuttugunu farketmesinden midir; bunu kendisi de tam olarak bilmemektedir.
Geceleri sokaklarda yürürmekte, türlü türlü hayaller kurmakta ve icinde iyiden iyiye yerlesen tuhaf bir sikintinin varligi ile huzursuz olmaktadir, Yilmaz.
Iste tam bu günlerde, Yilmazin okul yillarindan kalma Salim adindaki eski bir dostu cikagelir. Bir dergide makaleler yazmakta olan bu münevver dost; beraberinde Yilmazin yaralarina deva olacak bir merhem de getirmistir.
Bu kitap, Yilmaz ile Salim arasinda gecen uzun bir sohbetle basliyor. Ilerleyen sayfalarda, bu ilginc sohbet halkasina, Salimin yazi yazdigi derginin sahibi Necdet Bey de katilir. Sonrasinda ise, Yilmazin kahvehane arkadaslari Güngör ve Önderilk önce Yilmazdaki bu degisiklikten dehsete kapildiysalar da bu nurlu sohbet halkasina dahil olmaktan kendilerini alamazlar. Saatler boyu uzayip giden sohbetler, Yilmaz icin, namaza giden bir yol acar...
Son derece berrak bir üslp ile kaleme alinan bu hikaye, bir müminin namaza baslamasini anlatmakla kalmiyor; namazin hakikatina dair cok esasli dersler vererek, namaz konusunda sorulabilecek en önemli sorulari da, birer birer cevapliyor...