Tarihten günümüze yasamaya calistigimiz cografya büyük bir siddet sarmali icinde kivranmaktadir. Bu konudaki en önemli sorun ise dinsel ve seküler ayriminin yapilamamis olmasidir. Ekonomik, politik ve toplumsal sebeplerden ötürü siddete basvuran insan, ne yazik ki bunu dinsel bir ifadeyle etiketlemektedir. Sonucta huzur ve esenlikle anilmasi gereken Islam dini, intihar bombacilarinin dilinde siddet iceren bir söz haline gelmektedir.
Bu eser, son yillarda yasanan ve yasanmakta olan siddeti hayatimizin bir parcasi haline dönüstürmemek adina okuyuculara yeni bir kapi aralamaktadir. Her gün sahit oldugumuz olaylarin bilmedigimiz yönlerini gözler önüne sererek Kabillere karsi birlikte kalkan olmanin yollarini göstermektedir.