Yürümenin Felsefesi
Nietzschenin Kara Ormanda yürürken göz cukurlarina dolan mutluluk gözyaslari, Rimbaudnun tahta ayagiyla acilacagi cöllere dair kurdugu düs, yasakli Rousseaunun Alplerdeki adimlari, Thoreaunun Waldendaki gezintisi, Nervalin dar sokaklardaki aylakligi ve daha niceleri... Aylaklar, göcebeler, sürgünler, hacilar, kacaklar, seyyahlar, münzeviler ve mülteciler yürüyorlar. Peki yürümek sadece evle is arasinda gidip gelmek, bir yerlere yetismek ve kosusturmak degil de evrenle özel bir ritim, akort ya da hafifleme icinde bulusmak olabilir mi Yeryüzüyle hemhal olup kendimizi baskalasmaya acarak yürüyebilir miyiz
Yürümek iki mesafe arasinda gidip gelmek degil yaratici bir eylemdir. Hem kendi yalnizligimiza cekildigimiz hem de toplum olarak bizi dönüstürecek bir ayaga kalkistir. Iki büklüm vücudun karsisinda dikilmeye calisan, attigi her adimda yeryüzünün gercek bir parcasi oldugunu fark eden Homo Viatorun eylemidir.