Seni sordular, avuclarimi gösterdim.
Anlamadilar dua ettigimi
Aynalarda bir ölümlüyü izliyoruz her gün. Üstüne sevilmeyen bir kalp tasiyoruz.
Birileri israrla sevmedi bizi. Ne kadar sevdiysek en az o kadar sevilmedik.
Rüzgardan dolayi savura savrula ucan bir poseti izler gibi izlediler nereye takilacagimizi.
Ipi kopmus bir ucurtmayi izler gibi izlediler, cakilmamizi keyifle beklerken.
Durup nefeslenmek istesek ittiler, yürüsek cekistirdiler.
Anlatmak istedigimizde dinlemediler, sustugumuzda da neden anlatmiyorsun dediler.
Hangi günün sabahinda gitmeye niyetlendiysen, gece boyu balcikla sivayacagim günesi.
Uykularda kalip uyanma diye bozacagim alarmi kurulmus tüm telefonlari ve saatleri.
Senin uykularda kalmani saglamak icin, aglamasinlar diye agabeylik edecegim tüm bebeklere.
Sehrin tüm meydanlarini sirayla gezip, sana acligimin grevini baslatacagim.
Ne kadar köprü varsa hepsine cikip, üstüme benzin döküp elimde kibritlerle restimi cekecegim.
Gitme diye ayilip bayilip düsecegim, hicbir yardim talebini kabul etmeyecegim.
Hakkimi haram etmekle tehdit edecegim bütün ortak dostlarimizi.
Araci olup seni ikna etsinler diye yalvaracagim zorla, nazla ya da niyazla.
Son bir kozum var Sevgilim, vazgecmezsen gitmekten, ilk seherin vaktinde, omuzlarda yükselip topraga girecegim
Sie haben nach dir gefragt, ich habe Ihnen meine Handflächen gezeigt.
Sie haben nicht verstanden, warum ich betete
Im Spiegel verfolgen wir täglich einen Sterblichen. Wir tragen ein ungeliebtes Herz mit uns herum...