Kadinlarin yazdigi kitaplarin büyük cogunlugunda hep rastlamaya alistigimiz sey, hicbir yüksek standardin bulunmayisindan yeseren sözde yetenegin o gelisigüzel türü ve en kücük bir özelestirinin gercegi karsisinda aniden cöllesiveren, sakil derlemelerle veya kötü taklitlerle ortaya konan verimin o randimansiz halidir; tipki müzik kulagi hic gelismemis kisilerin sarkilarini yanlis seslerle söylerken, onlarinkinden bir basamak daha yukarida bir ses duyarliliginin bu sesleri susturmaya yeterli oldugu durumlarda rastlanildigi gibi. Corak yazarligin ima ettigi zihinsel ve ahlaksal yozlasmanin bilincine varmakla dengelenecegi yerde, israrla kitabini basili görme arzusunu kamcilayan o ahmakca kibir, yazmak olsun da nasil olursa olsun gibi bir tutumla yazmanin, kadinda belli bir üstünlügün ispati oldugunu öne süren bütünüyle sakat bir izlenimden besleniyor. Bu baglamda kadinlarin ortalama zekalarinin kadin edebiyatinin temsilcileriymis gibi gösterilen yiginlarinca hic de dogru temsil edilmedigini düsünüyoruz.