Hakkariden Izmire, Türkiyenin her bir yerinde calisan kütüphaneciler yazdi bu kitabi. Yasadiklarini tarihe not düstüler, bizimle paylastilar. Ne güzel, ne acikli ve ne komik ama ne saygi ve sevgi duyulasi ani öyküler cikti ortaya bilseniz Belki de daha da önemlisi farkli acidan cekilmis cok renkli bir Türkiye fotografi cikti. Bazi meslekler vardir üyelerini sirtlar, tasir ve bazi meslekler de vardir ki üyeleri tarafindan sirtlanir ve tasinir.
Meslegimiz, kütüphanecilik ikinci gruba girer. Ve bu kitap kütüphanecilerin mesleklerini nasil sirtladiklarinin hikayesidir. Kütüphanecilikte yaptigimiz is sonucta iyiliktir. Kütüphaneci iyilik yapar. Yaptigi hic bir is icin kullanicisindan para almaz. Dünyada karsiliginda para alinmadan yapilan kac is kalmistir acaba Kütüphaneci toplumun bellegini koruyan, gelistirendir. Belleksiz bir kisi neyse, belleksiz bir toplum da odur. Kütüphaneler, arsivler, müzeler toplumun bellegidir.
Belleksiz toplum hasta bir toplumdur. Kütüphaneci toplumun ruh ve akil sagligini koruyan kisidir. Türkiyede toplumu bilgi ile aydinlatmak, ileriye götürmek, bunun icin kütüphanecilik, arsivcilik yapmak hic de kolay degildir. Maddi ve manevi yoksunluk ve yoksulluklar icinde yillardir vazgecilemeyen, kimi zaman aglayarak kimi zaman gülerek ve kimi zaman öelenerek yapilan ve hala anlasilamayan bir istir kütüphanecilik. Ama bir cocugun icten gülüsü, bir kullanicinin sicak tesekkürü ile tüm güclükleri bir kenara birakiverendir kütüphaneci. Bir Calikusudur o.
Bu kitap her ne kadar metin, bir ani kitabi olsa da her yastan anlatici ve aniyi barindirdigi icin aslinda bir özel tarih mikro tarih de denilebilir arastirmasi olarak kabul edilebilir. Bu anlamda kitap bütün olarak okundugunda Türkiye gercekliginde resmi olmayan bir kütüphanecilik tarihini de ortaya koymaktadir. Kitabin bu acidan da ilginc sonuclari oldugu söylenebilir. Ve aslinda yazilan hepimizin, Türkiyenin hikayesidir; okunmaya deger hikayesi
