Genis cografyaya hükmeden Osmanli Barisi, dünyanin cazibe merkezi olan Kudüsü asirlarca istikrar adasi yapmistir. Bütün dinler burada Osmanli egemenliginde bir arada yasamislardir. Kudüste, son Hacli akinlarindan sonra hicbir zaman Müslüman-Gayrimüslim catismasi olmamistir. Aksine, daha cok farkli Hristiyan mezhepler ve gec dönem göcler ile buraya yerlesen Yahudiler arasinda dini mekanlar üzerinde sürtüsmeler ve cekismeler yasanmistir.
19. yüzyilin ortalarina dogru baslayan bu cekismeler, uluslararasi müdahaleler ile II. Abdülhamidin saltanatina kadar sürekli artis göstermistir. II. Abdülhamid dis politikada karsilastigi büyük sorunlari cözmeye ugrasirken, Kudüsün müdahaleci devletlerin bir laboratuvari oldugunun farkindadir. Sadece din ve mezheplerin degil, güclü devletlerin de catisma bahaneleri aradigi bir zamanda, gerek Islamin diger dinler ile bir arada yasayabilme formülü, gerek Osmanli gelenegini esas alan II. Abdülhamidin mahir siyaseti Kudüste ceyrek asirdan fazla barisi sagladigi gibi, Siyonizm tehdidini de ertelemistir.
Bu eser, özgün belgeler isiginda, II. Abdülhamidin Kudüsteki Gayrimüslimlerin dini mekanlarina karsi takip ettigi siyaseti tartismaktadir. Yazar verdigi basarili örnekler ile Kudüste halen sürmekte olan catismalarin tarihi arka planina da bir projeksiyon sunmaktadir.